15 Aralık 2017 Cuma

Konstitüsyon (Contitution)


Çok eski zamandan beri tüm okullarda çok sayıda gözlemci, bazı birey tiplerinde belirli hastalık belirtilerine yönelik, belirli eğilimler fark etmiştir. Hipokrat tüm doğal hastalıkların başlangıçta konstitüsyonel nitelikte olduğunu ve daha sonra bölgelerin veya sistemlerin birinde şifa krizi başlatmak için semptomlar oluşturduğunu öğretir. Hipokrat’dan sonra Paracelsus da şifacıların, hastalıkları iyileştirmek istiyorsa sorunun köküne geri dönmesini vurgular: “Menşeini (orijin) anlayıncaya kadar, hiçbir bilgi mükemmel değildir: ve insanların bütün hastalıkları konstitüsyonundan kaynaklandığı gibi, hastalığını bilmek istiyorsak konstitüsyonunun bilinmesi gerekir”.

Latince kök “constituere” den gelen konstitüsyon; İngilizce’de kurmak, oluşturmak, meydana getirmek, varlık vermek için tayin etmek anlamına geliyor. Oxford sözlük, bir kişinin canlılık (vitality), sağlık (health) ve dayanıklılık (strenght) açısından fiziksel durumu. Bir kişinin karakteri. Bir şeyin bileşimi olarak açıklıyor. (1)

Homeopati de kullanılan, konstitüsyon ve konstitüsyonel bir homeopatdan diğerine değiştiği gibi, tamamen karşı olanlar da vardir. Bazı homeopatlar konstitüsyona; kronik hastalık durumunlarında, kişiliği ve mizacı da dahil olmak üzere, hastanın belirtiler bütününe karşılık gelen remedi anlamında yaklaşır. Bu kullanımda konstitüsyonel remedy “o anda ve belirli bir zaman için” ihtiyaç duyulan kronik remedidir.

Bazı homeopatlar ise konstitüsyonu hastanın şahsi tipine uyan tüm fiziksel, duygusal, zihinsel belirtileri etkileyecek ve iyileştirecek remedi olarak tanımlar. Yaşamı boyunca değişmeyen ve ihtiyaç duyduğunda verilen bu hayati remedi, kişinin akut hastalık durumunda bile kullanılabileceğine inanilir.

Konstitüsyon, fiziksel, duygusal, zihinsel düzlemleriyle doğuştan (innate) gelse de, kişinin o anki akut veya kronik durumu her zaman konstitüsyonel remediyi gerektirmez. Bir çok homeopat tarafından kabul edilen bu görüş içerisinde; travmalar, aşılar veya bir olay/süreçden sonra başlayan hastalıklara bağlı olarak, kişi yasamının farklı dönemlerinde farklı remedilere ihtiyaç duyabilir. Bu katmanlanma doğuştan gelen konstitüsyonun üzerine soğan kabuğu gibi yapılanır. Böylece hastaya verilen tedavi edici remedi, gözlemlenen en son katmana ait olur. Geriye doğru her katman ve her miasmatik durumun temizlenmesi yapıldıkdan sonra kişinin doğuştan gelen konstitütusyonu görünür olabilir. (Compton Burnett, Pierre Schmidt, M.Tyler, Foubister, S.Banerjii, L.Schepper) Örneğin, sempatik, hassas ve dışadönük Phos cocuğunda, babasını kaybetmesi sonrasında içe dönük ve az konuşan Nat-mur katmanı oluşabilir. Sonraki asamada, aile icinde fiziksel baskı ve hor görülmeye maruz kalarak, üstüne de Staph katmanı eklenebilir. (2,3,4)    

Çoğu bebek Calcarea carbonica yapısında doğup, daha sonra baska konstitüsyonel remediler olan Sulphur, Lycopodium, veya Calc-phos a ihtiyaç duyabilir. Paul Herscu klinik çalişmalarında çocukluk dönemine ait, Calcarea, Lycopodium, Medorrhinum, Nat-mur, Phosphorus, Pulsatilla, Sulphur ve Tuberculinum olmak üzere sekiz konstitüsyonel remediye odaklanmıştır. Herscu’ ye göre bu sekiz remedi pediatrik uygulamada hemen hemen %80 konstitusyonu kapsar. (5) Dr.Borland da çocuklar üzerinde yaptığı konstitüsyonel çalışmaları “Children’s Types” da toplayarak konsebe katkıda bulunmuştur. Klinik olarak gördüğü en yaygın çocuk türlerini 5 tip olarak sınıflandırır ve bu türlere göre de remedileri gruplandırır. (6)

Ana rahmine düşme zamanında, kişi Sulphur, Phosphorus, Calcarea, Calc-phos, Silica, Lycopodium veya Baryta carb olabilir. Bunların çoğu temel fizyolojik sürece dahil olan minerallerdir. Lycopodium ve diğer birçok polikrest remedilerde yüksek oranda bir veya daha fazla temel mineral(ler) bulunur. Eğer, gebelik döneminde gelişmekte olan bebek uterusta herhangi bir travmadan güçlü bir şekilde etkilenmiş ise, bu katman remedilerin tüm özellikleriyle birlikte doğabilir. Örneğin, hamile anne duygusal düzleminde bir kalp kırıklığı veya şok yaşamış ise bebeği keder remedilerinden Ignatia veya Nat-mur ihtiyacı ile doğabilir. Eğer, ebeveynlerden birinde aktif gonore varsa bu sefer bebek Medorrhinum olarak doğabilir. Bu durumlarda, edinilen remedinin belirtiler resmi, "sanki" de hastaya, daha önceden Nat-mur veya Medorr olarak, derin bir şekilde bebeğe damgalanmıştır.(4) Böylece, çocukların anemnezi alınırken mutlaka annenin de doğum öncesinden itibaren hikayesi alınmalıdır.  
Kent, konstitüsyonal remediye, - akut ve acil durumlarda kullanılan remedilerden farklı olarak,- hastanın bütününü etkileyen miasmatik ve kronik hastalıkların tedavisinde ihtiyaç duyulduğunu anlatır. Kronik hastalıklar, organizmanin sadece bir bölümünü değil, bütününü etkiler. Kent'in terminolojisinde konstitüsyonel remedi, sadece kronik remedi anlamına gelir. (7)

Vithoulkas ustalıkla ve zekice açıklamasinda ise: "Konstitüsyonel remedinin anlamını tam olarak bulmak oldukça zordur veya daha iyisi; O, şu ana kadar birkaç nesil homeopatı atlatmayı başardı ve gelecekte de bunu yapmaya devam edeceğine inanıyorum. "Konstitüsyonel"  remedi ile ne demek istediğimizi tanımlamak kolay bir iş değildir ve belki de başarılı bir tedavi için gerekli olmayan bir görevdir. Konstitüsyonel remediyi hastaya en çok fayda sağlayacak ana ilaç olarak tanımlayabiliriz” diyor (8)

2500 yıl once Hipokrat, konstitüsyon ve mizaç (temperament) üzerine klinik inceleme geleneğini getirdi. Gözlem sayesinde en yaygın biyolojik tiplere göre, hastalarının yatkınlık (predisposition) ve semptomlarını kaydetti. Böylece, Hippocrates insan mizaçlarını dört majör bölüme ayırdı. Sanguine (optimist, dışa dönük, müşfik, şefkatli, konuşkan, dikkatsiz, tatminsiz, değişken) daha çok remedi Phosporus, sonra da Lachesis, Ignatia, Aurum gibidir. Melancholic (üzgün, sessiz, konuşmayan, dikkatli, endişeli, huzursuz) Nat-mur ve Arsenicum ile ilişkilidir. Choleric (öfkeli, agresif, kararlı, inatçı, zorlayıcı, keskin dilli) genellikle Sulphur, Lycopodium, Nux-Vomica ve Chelidonium’a benzer. Phlegmatic (sakin, ılımlı, yavaş, diplomatik, pasif, tembel, erteleyen, içedonuk) Calcarea, Baryta carb ile yakındır.
Bu mizaçlar da Geleneksel Çin Tıbbında ateş (Fire), su (water), tahta (Wood) ve toprak (Earth) elementlerine karşılık gelir. Beşinci element Metal ise; dogmatik, kuralcı, rijit, rutin yaşamlı, sürprizden yoksun, ve kendine zararı olacak derecede kontrollü olarak tanımlanan homeopatik remedi Kali carbonica ya karşılık gelir. Ancak, çoğu insan bu dört mizaçdan oluşan bir karışıma sahiptir, hiçbiri kendi saf haliyle bireylerde bulunmaz. Genelde çoğu insanlarda bir veya iki mizaç baskındır. (4,9)

Hipokratik mizacı portreler, bazı eski ustalar tarafından kullanımı onaylanmasa da, çoğu homeopatik ilaç rehberine (Materia Medica) dahil edildi. Homeopati de Materia Medica Pura'da, Pulsatilla ile mizacın rolünden ilk önce Hahnemann bahsetti. Bu söylemde, hastanın entelektüel ve duygusal sapmalarının fiziksel belirtiler kadar önem taşıdığını belirtti.
Hering, bu Hipokratik mizaçların isimlerini ve hastanın fiziksel tanımlamalarını genişletti. Proving sırasında hangi konstitüsyonun en karakteristik semptomları geliştirdiği gözlemlendi. Bu, daha sonra tedavi altındaki hastalarda klinik teyidlerle birleştirildi. (10)

Repertory of Hering's Guiding Symptoms of our Materia medica’dan alınan eklemeler, Murphy repertuarının ikinci baskısında konstitüsyon bölümünde tanıtılır. Bu bölüm Genel (Generals) başlığı altında tüm genetik (genetic), eğilim (disposition) ve vücut tiplerini (body types) içerir.
Murphy Repertory’nın konstitüsyon bölümünde bulunanlar: konstitusyon (constitutions), mizaçlar (temperaments), vücut büyüklüğü (body size), vücut tipi (body type), genel olarak saçlar (hair in general), cilt/ten rengi (complexions), yaş (age), büyüme (growth), cinsiyet (gender), alışkanlıklar (habits), defekt (defects), miasmalar (miasms), bebekler (infants), kalıtım (inheritance), çocuklar (children), erkek çocuklar (boys), kız çocuklar (girls), yaşlılar (elderly people), erkekler (men), meslekler (occupations), kadınlar (women), gençler (young people). (11)

Clarke Repertory Constitution bölümünde; remedilerin, mizaç (temperaments), eğilim (dispositions), belirli insan tipleri, cinsiyet ve hangi yaşta en çok fayda sağladığına dair listeler verilmektedir. Belli türde kişi ve konstitüsyonların şikayet ve koşulları da bulunmaktadır. Clarke Dictionary de ise bunlar genellikle “Charecteristics” bölümünde verilmiştir. (12)  

Günümüz homeopatlarından Dr L. Schepper hastanın konstitüsyonunda önemli bir yön olan mizaci “duygusal iklim” olarak dikkate alıyor. Ancak konstitüsyonun aksine mizaç; yaşam içerisinde farklı katmanlar oluşturabilir. Eğer kişi konstitüsyonunda olmayan bir mizacı tutuyorsa bu remedisinin güçlü bir işaretidir. Örneğin, normalde hareketli ve dışadönük bir kişiyken, Nat-mur katmanı oluşabilir ve bu katman kalktığında Phos ortaya çıkabilir. Konstitüsyon gibi mizaç da homeopatide değişik anlamlarla ifade edilebilir. Bu da bazen karışıklığa sebep olur. Bizim anlayışımıza göre; hastanın mizacı değişebilir ve remediyle de değiştirebilir. Örneğin sakin ve yavaş Calc-carb çocugu şiddetli ve ızdıraplı bir ortamda ebeveynlerinin boşanmasıyla, hırçın ve şiddet yanlısı çocuk haline gelmis ise; Stramoniun ile tekrar eski mizacı phegmatic Calcera ya dönüşebilir. Uygulamada, remediyi bulmak icin mizacı değerlendirmek faydalıdır, eğer kişide yaşadığı durumlardan dolayı bir değişim olduysa. Örnekdeki gibi phlegmatic Cal-carb, sinirli ve agresif haliyle choleric mizaca büründüyse bu onun geçici mizacıdır. O zaman mizacındakı bu değişikliğe önem verilerek dikkate alınmalıdır. Eğer tatlı Pulsatilla kızı cinsel tacize uğramışsa, mizacında geçici bir değişiklik olmasını beklemeliyiz. Tabii ki doğuştan gelen konstitüsyonu değişmez. Özellikle fiziksel karakteristikleri ör: saç/göz rengi, kemik ve beden yapısı. Bunlar, insanın yapısındaki hayat boyu karakterleridir, Hastalığın getirdiği katman karakterlerinden değildir. Symptom olarak alınmaz. (4)       

Hahnemann’in teorisinden ilerleyen Boenninghausen, “bütüncülük ilkesini”(holistic) ele aldı ve “Genelleme” (Generalization) fikri ile hastalığı bir bütün olarak; “parçadaki her ifade, bütünün bir ifadesidir, hiçbir fark yoktur” prensibini koydu. Genelleme fikri ile hastanin kendine özgü tuhaf ve nadir semptomlarıni birleştirdi. Boenninghausen da, "kişiliği" (the personality) değerlendirmenin vazgeçilmez olduğunu belirtir; çünkü hastalığın doğal eğilimi buna dayanır. Hastanın belirtilerinin karakteristik ölçütünün değerlendirilmesinde; sağlıklı durumdaki belirtiler, hastalıktan kaynaklanan alışılmadık değişikliklerden daha az kullanılır. Konstitüsyon ve mizaç üzerindeki bu olumsuz değişiklikler ne kadar çarpıcı veya nadiren görülürse, remedinin seçilmesinde onlar o kadar önemlidir. Örneğin, daha önceden neşeli ve iri yapılı bir kişi, ince, zayıflamış ve bunalmışsa, bu semptomlar o hasta için gariptir. Sessiz, suskun bir adam, konuşkan, manik ve çılgınlaşırsa, bu semptomlar o hasta için nadirdir. Dürüst, yumuşak vurgulu ve dindar bir kadın şımarık, yüksek tonlu ve ateist bir hal alırsa, o hasta için olağandışıdır. Boenninghausen'in repertuarı konstitusyonel tiplerle ilgili olarak, Carbonitrogenous, Dyscratic, Hydrogenoid, Lithaemic/acidosis, Neuropathic, Oxygenoid, Psoric, Sycotic and Syphilitic olmak üzere dokuz tipden bahsetmektedir.(13)

Hahnemann’dan sonra Alman homeopath Von Grauvogl kronik hastalıkların nedeninde; organizmanın oluşumunda bulunan maddelerin fazla veya eksik olduğunu gözlemler. Böylece, tüm organizmayı karbon, hidrojen, oksijen ve nitrogen gibi kimyasal elementlere dayandırır. Hydrogenoid konstitüsyonu Sycosis; Oxygenoid konstitüsyonu Syphilis ve Carbonitrogenoid konstitüsyonu ise Psora ile ilişkilendirmektedir. Bunlar da homeopatik ilaç rehberlerinde remedi açıklamalarında bulunmaktadır. (14)

Yatkınlık ve miasma ile yakından ilişkili olan Diathesis kavramı da konstitüsyonel bir durumdur. Diathesis fiziksel ve psikolojik olabileceği kadar doğustan veya sonradan edinilmiş de olabililir. Diathesis genellikle fiziksel olarak gözlemlenebilen bir konstitusyonel durumdur, ancak bazı koşullarda erken etkileri duyuların tümünde fark edilmeyebilir. Homeopatik materia medica'da, özellikle Hering ve Knerr çalışmalarında, konstitusyonel diathesis hakkında çok miktarda bilgi vardir.(8)
Konstitusyonel diathesis ile algili başlıklar şunları içerir; Asthmatic konstitution; Bilious konstitution; Gouty konstitution; Hemorrhagic konstitution; Hysterical konstitution; Lymphatic konstitution; Paralytic konstitution; Plethoric konstitution; Rheumatic konstitution; Scrofulous konstitution; Tubercular konstitution; Venous konstitution; ve onlarin benzer remedileri. Her konstitusyonel group etkileri de akut ve kronik hastalık belirtilerinin gelişimini benzersiz bir şekilde ortaya koyar. (15,16)

R.Handley, Hahnemann’ın zamanında “constitution” ve “essence” gibi kavramların bilinmediğini söylüyor. “O, ilk zamanlarda konstitusyonu, “diathes” ve “predisposition” olarak bazı hastalık türlerine yatkınlık olarak biliyordu. Bunların yerine de, diathetic teşhisden yola cıkarak, esinlendiği, scrofulous veya, mesela lymphatic terimlerini kullandı. Bununla birlikte, Hahnemann bu tür teşhisleri, ilaç yazma unsuru olarak kullandığı görülmüyordu.
Hahnemann, hastanin remedisini seçerken, sağlık durumu ile uyumlu olan konstitusyonel belirtileri dikkate almıyordu. Büyük oranda patolojik semptomlara dayanarak reçete etti ve hastanın fiziki patolojisi de tam olarak hesaba alındı. Yazılarında, remedilere ilişkin yaptığı arastırmalarda; bugün belirli homeopati okullarının temel taşı haline gelen, remedi “resmi” ne uyan kişilik “tiplemeleri”ne reçete yazma fikrine, aslında O, sadece dokunup geçmisti. Bu vaka dosyalarinda, Hahnemann bugunku anladigimiz anlamda mental reçetelemeyi kullanmiyordu. O, psikolojik belirtileri bariz bir sekilde belirtiyor ve bunlar içinde karakteristik olanlarını dikkate aliyordu. Yarim yuzyil sonra, Kent’in felsefesi ile genişletilen bu psikolojik belirtilere Kent’in takipçileri tarafinıdan belirgin yer verildi.
Hahnemann'la eş zamanlı ve hemen sonrasının ilk yıllarında, materia medica'nın yorumu,- Jahr, Boenninghausen, Allen, Hering, Farrington ve Boericke'nin eserlerinde örneklenen - fiziksel patoloji ve klinik ayrıntılara odaklanma eğilimindeydi. Daha sonra, hem hasta hem de remedi etkisinin daha konstitüsyonel ya da karakterolojik algısı yaygınlaştı, örneğin Kent ve Tyler'ın eserlerinde yer aldı. Son 200 yılda elde edilen, insan zihin ve duygularının daha sofistike farkındalıkla nasıl kullanılacağının öğrenilmesiyle, son yıllarda remedi resimlerine geçici olarak daha psikolojik ve karakterolojik semptomlar oluşturan basarili homeopatlar geldi. Bunlar, Vithoulkas, Catherine Coulter, Paschero, Candegabe ve Sankaran'ın çalışmalarında örneklendirilmiştir. Bununla birlikte, şimdi bile, psikolojik belirtilerin homeopatlar tarafindan kullanımı halen çok gelişmemiş bir haldedir.
Hahnemann'ın nispeten patolojik yaklaşımını, zamanın ve dönemin bir fonksiyonu olarak anlamamız gerekir. İlk başta ilaç yazma alanını psikolojik belirtiler üzerine açan kişi olduğu halde, gözlemlerinin çoğunda "deneyim ötesi uzman"dı. Hahnemann, ön plana çıkan belirtinin, bütünü ima ettiğini varsayarak gestalt reçeteleme yapan bir çalışmacıydı, eğer gövde görürse hayvanın bir fil olduğunu görüyordu, kaplan değil”. (17)

Hahnemann, Organon of Medicine Aphorism 5 de; hastanın hikayesini alırken dikkat edilmesi gerekeni vurgular ve bize de konstitusyon hakkında doğru bir fikir verir, “ Hekim akut bir hastalığın en muhtemel nedenini bulabilirse ve kronik bir hastalığın gelişimindeki tüm önemli evreleri tesbit edebilirse bu durumda bu bilgiler; çoğu zaman kronik bir miasmaya dayanan bu hastalığın altta yatan esas nedenidir. Bu araştırmalarda özellikle kronik hastalarda hastanın; tanınabilir fiziksel konstitüsyonu, duygusal/zihinsel karakterini, mesleğini, yasam tarzını, medeni hali/aile ilişkilerini, yaşını, cinsel fonksiyonları gibi koşulları dikkate almalıdır”.
Hahnemann, bundan baska daha bir cok yerde, konstitusyon hakkında faklı bağlamlarda bahseder. 17,30,55,93,122,156,157,219,278,280,337 sayfalarında; miasmatik, fiziksel, gürbüz, sağlam, kişiye has, bedensel gibi anlamlar içermektedir. (18)

Özet & Sonuc:

Her insan, doğuştan gelen istidat/meyil ve adaptasyon enerjisi biçiminde kullanabileceği belirli bir yaşam enerjisine sahiptir. Doğuştan gelen konstitüsyon ve doğal mizacın yanı sıra; herhangi bir zamanda zihinsel ve fiziksel strese maruz kalma miktarı/süresi, kişinin temel duyarlılık ve müsaitliğine dayanır. Konstitusyon, mizaç, yatkınlık, yaşam tarzi, diathesis ve miasmalar üzerine yapılan bir çalışma tam bir vaka analizini oluşturmaz. Bunların hepsi de kişinin toplam belirtiler ve işaretler bütününden ayrı şeyler değildir.
Homeopathy bütüncül tedavi biçimidir. Hahnemann bunu Cinchona'nın sıtma için iyi bir remedi olduğu nedenini öğrenmeye çalışırken kesfetti. Cinchona’yi kendi üzerinde denedi ve yalnızca sıtma benzeri belirtiler olan titreme veya ateş etkilerini üretmekle kalmadı, aynı zamanda bütün duygusu, zihni, tüm varlığını da değiştirdiğini keşfetti ve tüm organizma üzerinde etki yarattı. Dolayısıyla hastalık, yerel bir şey değildi; ancak bu, bütüncül bir şeydi. Hahnemann, bütüncül fikrin, kişiselliğin ve içerideki yaşam enerjisinin, kendine özgü belirtilerle nasıl çalıştığını kesfetti. Organon 153'te yazmış olduğu şey budur: '....... nadir, tuhaf, garip belirtiler size remediyi işaret eder, çünkü onlar kişinin iç dinamiğinin tüm durumunu gösterir.
Hahnemann, doğuştan gelen konstitusyon, mizaç, yaşam enerjisi, yatkınlık, tekli ve çoklu sebepler, duyarlılık, enfeksiyon, akut ve kronik miasmalar, fiziksel bedenin doğası ve durumu, entellektuel karakter, mesleki faktör, toplum ve aile içi ilişkiler, yaşam tarzı ve alışkanlıklar, yaş faktöru ile cinsellik, objektif ve subjektif belirtiler, ve ayni zamanda rastlantısal olgular olarak bütünleşmiş ilk doktordur. Böylece, tam bir vaka alımı kişinin tıbbi hikayesine ait tüm bu önemli noktaları içermektedir. Hahnemann, remedi seçimi için "tek göstergenin" gözlemlenebilir semptomların kompleksi (§6) ve eşlik eden koşulların (§5) olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Homeopatlar, doğuştan gelen konstitüsyonu bastıran katmanlar, etiyoloji, stres, aşılar, enfeksiyon ve diğer karmaşık hastalık kavramının farkına varmıştır. Böylece, bir çok üstat diğer faktörlerle beraber, bunları da dikkate alarak tedaviye yaklaşmışlardır. Elbette, o yıllardan bu güne değişen farklı zihinsel / duygusal stresler, yeme-içme alıskanlığı, toksik etkiler, radyasyon ve çeşitli hastalık açıklamaları gibi değişik faktörler devam etmektedir ve günümüz homeopatları tüm bunları göz önünde tutmaktadır.   



Kaynaklar



2-) Foubister D. “Tutorials on Homeopathy” Beaconsfield Publishers Ltd. England. 2001

3-) S.Banerjii “Post Graduate course on Constitutional Prescibing and what to do when the well selected remedy fails” kurs notlari.  

4-) DeSchepper L. “Hahnemann Revisited” Full of Life Publivations” USA. 2001

5-) Herscu P. “The Homeopathic Treatment of Children“ Berkeley. North Atlantic Books 1991

6-Borland D.M “Children’s Types” B.Jain Publishers. India. 1971 
7-) Kent J.T. “Lectures on Homoeopathic Philosophy” 7th ed. B.Jain Publishers. India. 2007

8-) https://www.vithoulkas.com/writings/articles/question-constitutional-remedy

9-) MacRepertory Referance Works: The Homoeopathic Compendium by David Little Volume II: Repertory and Case Management:

10-) MacRepertory Referance Works: Repertory of Hering's Guiding Symptoms of our Materia medica constitutions bolumu.

11-) MacRepertory Referance Works: Murphy’s Nature Materi Medica

12-) MacRepertory Referance Works: Clarke’s Repertory

13-) MacRepertory Referance Works: Boenninghausen's Repertory

14-) Constitutional Medicine, with special reference to The Three Constitutions of Dr. Von Grauvogl; J. H. Clarke,

15-) MacRepertory Referance Works: Hering Condensed Materia Medica.

16-) MacRepertory Referance Works: Knerr’s Repertory

17-)  MacRepertory Referance Works: Rima Handley “In Search Of The Later Hahnemann”


18-) Hahnemann S. “Organon of the Medicine”, Fifth & Sixth ed. Combined. B.Jain Publishers. 2007

25 Nisan 2017 Salı

Hakikatın çekirdeğinden delüzyona



Carl Jung'a göre, sanrılar veya sabit fikirler, uzun süreli çözülmemiş, acılı olaylar tarafından yaratılmıştır.

Sözlük anlamında Delüzyon (sanrı) kelimesi; dış gerçeklikten doğru olmayan anlamlar çıkartmaya dayalı yanlış inanç. Kanıtlarla doğrulanmadan ısrarla sürdürülen yanlış inanış olarak geçiyor. (1)
Türkçe Tıp Dili Klavuzu’nda da (2) “yanılsama” olarak çevrilen ‘Delüzyon”, Homeopatik Repertorinin Mınd (zihin) bölümünde bulunan bir rubrikdir. Delüzyon rubrikleri, anlayış eksikliği, veya tamamen yanlış yorumlanmasından sebep repertorize edilirken coğu zaman ihmal edilebilmektedir.   

Doğrudan bilinçaltıyla kontrol edildiğinden, psikolojik durumların açık bir şekilde ortaya çıktığı delüzyonlar ve rüyalar, homeopatik proving (ilaç denemeleri) tarafından ortaya çıkarılır.
Hahnemann, §153; “homeopathic olarak hastalık durumuna ait özel bir ilaci araştırırken…….. özellikle göze carpan, acaip, olağandışı ve karakteristik belirti ve semptomlar göz önünde bulundurulmalıdır. İştahsızlık, başağrısı, halsizlik, uyku düzensizliği, rahatsızlık hissi vs gibi genel ve belirsiz bulgular eğer detaylı olarak beyan edilmiyorsa, pek fazla dikkate almıyoruz, Çünkü onları nerede ise her hastalıkta ve her ilaçta bulmak mümkündur”. (3)

Kent, irade ve anlayışın (will and understanding) insan ruhunun iç yönlerini oluşturduğunu öğretir. Bu ilkede, sevgi ve nefretin, insan duygularının en derinleri olduğunu, ve vaka alımında da içerdeki merkezin yön(lerini) gösterdiğini söyler. İrade ve anlayış kaybedildiğinde, yanlış yere atfetme ve tiksintilere (aversions) yol açarak, gerçekliğin doğası hakkında sanrılar oluşur. (4)

Rajan Sankaran’a göre delüzyon; tamamiyle gerçeğe dayanmayan, yine de hissedilen duygular. Delüzyonla duygu arasindaki fark ise, “delüzyon” duyguların yoğun bir şekilde dominat olması, abartılması ve sabitleşmesidir.(5)

Bunu, kelimenin sözlük anlamına takılmadan,  merkezimizdeki kendi delüzyonumuza bakarak daha iyi anlayabiliriz. “Dünyada herkes bana karşı” “Beni hiç kimse düşünmüyor”, “Beni kandırıyorlar”, “Herkes arkamdan konuşuyor” “Beni kıskanıyorlar”, “Bana surekli haksızlık ediliyor” gibi hisler kime ait değildir ki?.... Tibet’in ıssız bir dağında bir monk gibi meditasyon yapılmadıysa bu tür duygular herkesde vardır. Hepimizin ihanet, üzüntü, hayal kırıklığı, korkular, kayıplar gibi deneyimleri olmuştur ve içimizde bunlara ait duygular vardır. Eğer güçlü bir yaşam enerjisi (vital force) varsa bunları hissiyat olarak deneyimleriz. Bir sure sonra da bunları atlatırız. Eğer yaşam enerjisi zayıf ise bunlar bize yapışır kalır ve delüzyona dönerek ciddi bir şekilde algımızı etkiler, davranışımıza yansır.

Delüzyon, kişinin öyküsünün başlangıcı olan merkez nokta veya çekirdektir ve ihtiyaç duyduğu remediyi göstermektedir. Bu nedenle, delüzyonun keşfedilmesi, sadece kişinin acı çekirdeğini formüle etmek ve anlamakta değil aynı zamanda merkezi, sabit fikir zincirlerinden kurtaracak benzer remediyi bulmakta önemli bir adım olacaktır.

Böylece, karşımızda olan hastaya baktığımızda kendimize sormalıyız. Bu hastayı harekete geçiren nedir? Bu hastaya olanların özünde ne var? Temelinde ne yatıyor? Yaşam enerjisini tutan, hayatındaki tutku nedir? Hasta bu konuşmaları neden söylüyor? Tüm bu gereken bilgileri aldıktan sonra, karşılıkları repertorinin delüzyon bölümünde bulunabilir. Eğer delüzyon rubriklerinin anlamlarını genişletirsek delüzyon bölümünu hemen herzaman kullanabiliriz.
Yunanlı bir anne, oğlunun sorunu için aramıştı ve randevu aldı. 19 yaşındaki A’nın problemi yemek yedikden sonra başlayan ishaldi. Bu yüzden arkadaşları ile bir yerlere gidip rahatça yemek yiyemiyordu. Bu sorun, O’nu evden dışarı çıkamaz hale getirmişti. A, bebekliğinden beri böyleydi ve alınan besinler de tam olarak emilim olmadığından, kendisi de çok zayıftı. Görüşmemiz sırasında bana spor arabalardan ve onlara olan tutkusundan bahsetti. Kendisinin de bir spor arabası ve ne kadar muhteşem olduğunu, ışıltılı gözlerle, heyecanla uzun uzun anlattı. Seans sonrası kendisini, klinik önüne park ettiği o “muhteşem arabası” ile uğurladim. A’nın kendine ait verdiği bütün detaylı bilgiler içinde, bu “kendine has” belirtisi, diğer remedilerle ayırıcı tanıyı koymamı sağladı. Sulph 30c ile ishal tamamen yok oldu.

MacRepertory and ReferenceWorks:
Complete Repertory:

mind; DELUSIONS, imaginations; beautiful, wonderful; rags are, even (1) : 4SULPH.





Kaynaklar:
1-http://www.tekniksozlukler.com/Terim/TibbiTerimler/hezeyan-sanri-deluzyon


3- Hahnemann S. “Organon of the Medicine”, Fifth & Sixth ed. Combined. B.Jain Publishers. 2007

4- Kent J.T. “Lectures on Homoeopathic Philosophy” 7th ed. B.Jain Publishers. 2007


5-Sankaran R. “The Spirit of Homeopathy”. Hmeopathic Medical Publishers. 1991