16 Ağustos 2016 Salı

Provings (ilaç denemeleri)

15 Temmuz’da yaşanan demokrasiye sahip çıkma ve korumak için milletçe “birlik” olunmasi bana Homeopatik ilaç denemesini (proving) çağrıştırdı. Topluca tek vücutda demokrasiyi koruma mucadelesini, her birey kendine göre yansıttı. Silahlara karsı duruldu, tankların altına yatıldı, öfke ve tepki vardı. Sonrasında ise ellerde bayraklarla yaşanan zafer, mutluluk ve sevinç de birlik olundu.  

Jeremy Sher Homeopatik provingden “As if one person” etkisi diye bahseder. Başka bir deyişle, kollektif proving, epidemik güce sahiptir ve topluca düzenlenirken sanki tek bir kişidir. Homeopatik ilac denemesinde (proving) kanıtın etkisi önemli ölçüde güçlenir ve kanıtlamak için de toplu niyet vardir. Topluca paylaşılan aynı kaynak madde onların yaşam enerjilerinde bütünleşir, ve tek kişi halinde “o” olunur. (1, sayfa 32)  

Homeopatik Proving diye bilinen Homeopatik ilaçların elde edilmesi yöntemine, ispatlı deneme veya patojenik deneme de denir. Maddenin kendisinden homeopatik yöntemle hazırlanmış olarak, o maddeye özgü belirtileri ve onun doğasındaki iyileştirici güçü ortaya çıkarmak için sağlıklı gönüllülere uygulanarak elde edilir.
Her kişiden ayrı ayrı elde edilerek ortaya çikan etkiler (symptoms/belirtiler) sistematik bir şekilde düzenlenir ve söz konusu madde için özel bir belirti deseni ya da “remedi resmi” oluşturulur. Başka bir deyişle, homeopatik proving sirasinda ortaya çikan her etki ve değişim, esas belirtiler desenini (pattern) gözlemlemeyi, ve ilacin hasta kişi için mümkün olan tedavi edici etkiyi anlamayı sağlar. (2)

Sherr, burada spiritual yaklaşımla açıklama yapıyor kitabında; “Proving de, kişi remedinin iç doğasının bilgisini doğrudan elde ederken anlayiş ve bilincinde de genişleme olur. Remedinin ruhu, benliğimizi ele gecirir ve hakimiyeti altina alir; sanki, virus, amacı için, hücre cekirdeğini ele gecirerek buradan idaresi altına almasi gibi. Böylece, biz remedy olurken remedy de biz olur. Bu durum, kişinin derin düzeyde ilaç rehberi (materia medica) bilgisini elde etmesidir”. Sherr ayrica, “homeopatik ilaç denemeleri, bizim içsel yaratıcılığımızın derin bir ifadesi olduğunu kanıtlar ve böylece sezginin seçimlerimizde büyük bir rol oynadiğini anlarız” diyor. (1 sayfa 11) 

Homeopatik ilac denemeleri (proving) adeta Homeopatinin destek sütünlarıdır ve klinik uygulamlar (practice) bunların üzerine kurulur.
Maddenin (substance) sadece sağlıklı kişi üzerinde acığa cıkardığı marazi/hastalıklı (morbid) olaylara (phenomenon) güvenerek maddedeki olası küratif güc üretilir. (3)

Proving sırasında ilacın muhtemel reaksiyonlarindan, denemeye katılanların bazıları ilaç benzerliğine (simillimum) sans eseri denk gelerek “homeopatik etki” olabilir ve bu küratif etkidir. Başka bir deyisle kişi proving sonrası kendini daha iyi hissedebilir ve bu durumda iyileşen belirti proving belirtisi olarak eklenir. (1)

Deneme sirasinda, remedi uygulama sonrası ortaya çıkan remedinin ilk etkisi (primary action) ki; bu iyileştiren etki, sonra kötüleşebilir veya şiddetlenerek yaşam enerjisinin karşı etkisi (secondary action) oluşabilir. Fakat bazen bunun terside olabilir. Yani once kötüleşme, sonra iyileşme gelebilir. Açıkcası, remedinin ortaya çıkardığı birinci ve ikinci etkilerin birisi “iyi” diğeri “kötü” olarak tanımlanabilir. Bu sebepledir ki bazı gönüllüler ilaç denemesinin bazi safhalarında kendilerini memnun/sevincli ve iyi hissederler. Bu bağlamda Sherr, “iyi olma halinin gülen ve neşeli görünen karakteristik görüntüsünden; gerçek sağlık ve iyilik hali olan ve merkezden gelen harmoniden ayırt edebilmelisiniz” diyor. (1)

Gerçekte, remedilerin sabitlenmiş bir şekilde birinci (primary) ve ikinci (secondary) etkileri yoktur. Fakat, koşullara göre, birinci ve ikincil etkiler dualitenin yönleridir ve birbirlerini ters çevirebilirler. Bu kosullar, yatkınlık (susceptibility), potency ve zaman birimi ile yönetilebilir, fakat başka faktörler de rol oynar. Örneğin, gözlemcinin bilinç derecesi mümkün olan bir faktördür. (1)

Denemeye katılanların yatkınlığı (susceptibility) ile ilaç (remedy) arasındakı ilişkide; yatkınlığı düşük olanlarda orantılı olarak daha az belirti ortaya çıkaracaktır. Başka bir deyişle, gönüllü ile remedy ne kadar alakasız ise o kadar birbirine zıt (allopathic) düşer. (1)
Bu durumda ilacın etkisini ve benzerliği (simillimum) ortaya çıkarmak için değişikliği tersine çevirmek gerekir. Bunun için de remedinin dozu değiştirilir ve daha sık tekrarlanabilir. (§32)     

Denemeye katılan farklı yapıdaki (constitution) kişiler remedi resminin de farklı yönüne ışık tutarak acığa cıkarır. (1) Bu yüzden Hahnemann birçok farklı kişilerin ve her iki cinsiyetin olduğu proving “sonucu” getirir der. (§135)   

Eğer, bir grup gönüllü kişide; örneğin Neon proving yapiliyorsa her bir kişi farklı hastalık belirtilerini getirecektir. Belki birisi boğaza ait, diğeri ayaklara ait, bir diğeri ise zihin ile ilgili olabilir. Yani yatkınlık (susceptibility) ne kadar cok çeşitliyse belirtiler de o kadar çeşitlidir. (§134) Calcarea carbonica yapısındaki gönüllü, bu remedinin, Neon belirtilerini getirirken, yine benzer şekilde Sulphur gönüllüsünde ise, Neon ile örtüşme olacaktır. (1)

Proving sırasında, zıtlık (allopatik) ilişkisinden doğan toplam belirtiler, gönüllünün yapısal belirtileri ile remedinin belirtilerinin bir karişımıdır. Bundan dolayidir ki bu zıtlık ilişkisi ne kadar uzaksa belirti o kadar “yenidir”. Aslinda, eger biz gercekten dikkatlice bakarsak dunyada “yeni” olan hiç bir sey de yoktur, herşey, zaten önceden vardı. Böylece, burdan bakarsak her belirti tohum halinde hastanın özünde saklıdır.   




Kaynaklar:

1- Sherr J. The Dynamics and Methodology of Homeopathic Provings. B.Jain Publishers. 2003


3- Hahnemann S. “Organon of the Medicine”, Fifth & Sixth ed. Combined. B.Jain Publishers. 2007